Ankara Kalesi kentin sembolüdür. Ankara’nın bekçiliğini yapan kalenin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir. Ne zaman ne yapıldığı bilinmemektedir. Ancak bilinen Selçuklular döneminde kaleye özeel itina gösterilmiş olup kale genişletilmiştir.
Kalenin bulunduğu tepe yanındaki Hatip Çayı - Bentderesinden 110 m. yüksektedir. Osmanlılar zamanında Mısır Valisi Mehmet Muhammet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın aldığı Ankara Kalesini tekrar onarttığı bilinmektedir.Kale iç ve dış kale olarak iki kısımdır. 20’ den fazla kulesi vardır. Dış Kale eski Ankara şehrini çevirir. Dört katlı olan iç kale Ankara taşından ve toplama taşlarla yapılmıştır. İç Kalenin iki büyük kapısı vardır.Biri dış kapı, diğeri ise hisar kapısı adını taşır.
Kapı üzerinde bir de İlhanlılar’ a ait kitabe bulunur. İç Kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ila 16 metre arasındadır. Kuzeybatı kısmında Selçukluların yaptırdığını gösteren bir yazı bulunmaktadır. Bugün kale içindeki değişik dönemlerden kalmış birçok eski Ankara Evi bulunmaktadır. Bazıları çeşitli hizmetlerde kullanılmaktadır.
17.yüzyılın ortasına doğru, 1640 yılında Ankara’ ya gelen Evliya Çelebi, kenti ve kentteki yaşamı ayrıntılı biçimde anlatmaktadır. Evliya Çelebi önce ünlü Ankara Kalesinden söz eder. Ankara’nın yüksek bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir kalesi vardır. Kale iç içe üç kat surlarla çevrilidir. İç kalenin çevresi kayalıktır. Bu yalçın kayalardan kaleye tırmanmak çok zordur. İç kalede topları çeşitli silahlar, cephane ve 600 ev bulunur.
İç Kale aşağılarda ikinci sıra surlarla çevrilidir. Dağın eteklerinde ise üçüncü sıra dış surlar yer alır. Bu dış surlarla tüm kent güvenlik altına alınmıştır.